Hamilelik süresince progesteron hormonu önemli bir rol oynar ve gebeliğin devamını sağlar. Bu hormon, yumurtlama sırasında artar ve gebelik boyunca yüksek seviyelerde kalır. Gebeliğin 10-36. haftaları arasında progesteron seviyesi oldukça yüksek seyreder.

Progesteron hormonu, hamilelik sırasında plasentadan salgılanır. Hamilelikte progesteron değerleri, gebeliğin sürdürülmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu hormon, döllenmiş yumurtanın endometrium bölgesine yerleşmesini sağlar ve rahim ağzını genişletir, rahmi kalınlaştırır, gevşetir ve spermin yumurtaya ulaşmasını kolaylaştırır. Ayrıca, rahim ağzındaki tıkacı kaldırarak yumurtaya doğru kemotaksis denilen bir çekim yaratır.

Bebek döllendikten sonra rahim duvarına progesteron hormonu vasıtasıyla yapışır. Progesteron hormonu, rahim kasılmalarını engelleyerek düşük riskini azaltır. Özellikle tekrarlayan düşüklerde kan progesteron seviyelerinin düşük bulunması, dışarıdan verilecek progesteron hormonu desteği ile gebeliğin devam ettirilebileceği fikrini doğurmuştur. Ancak, geçmişte kabul gören bu tedavi uygulaması yapılan araştırmalar sonucu geçerliliğini yitirmiştir. Adet siklusunun ikinci yarısında progesteronun az salgılanması, Luteal Faz yetmezliği olarak adlandırılır.

Ülkemizde hala gebelik sırasında erken dönemde kanama meydana geldiğinde progesteron vermek hekimler arasında yaygın bir uygulamadır. Ancak, bu uygulamanın bilimsel bir geçerliliği yoktur. Hamilelik seyri sırasında kanama ortaya çıktığında, eğer ultrasonda canlı yani kalp atışları olan bir embriyo görüldüğü zaman bu gebeliğin düşük olmaksızın devam etme olasılığı %90-96 arasında değişmektedir.

Son yıllarda yapılan araştırmalarda, progesteron kullanımı ile ilgili olarak gebelik boyunca herhangi bir olumlu etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Üstelik sentetik progesteron kullanımının yeni doğanlarda solunum sıkıntısına ve erkek bebeklerde hipospadias adı verilen bir anomaliye neden olabileceği düşünülmektedir. Doğal progesteronlarda ise bu tür bir etki gözlenmemiştir.

Son yapılan araştırmalar, progesteron hormonunun bebek düşmelerini önlememekle birlikte erken doğumun engellenmesinde önemli rol oynayabileceğini göstermektedir.

Hamilelikte progesteron değerleri, memelerin süt vermeye östrojen hormonu ile hazırlanmasını sağlar. Ancak, gebelik sırasında süt gelmesini de engelleyen yine progesteron hormonudur. Progesteron değerleri adet olmadan ya da yumurtlama öncesi çok düşüktür. Yumurtlama ile artmaya başlar ve 2 ng olan değerler yumurtlama zamanında 2,5-2,8 ng'ye kadar ulaşabilir. Hamilelikte progesteron değerleri, 200-300 ng'ye kadar çıkabilir.

Gebeliğin başlamasını ve sürmesini sağlayan progesteron hormonunun diğer görevleri arasında gebelikte meme dokusunu geliştirmek ve bu dokuyu doğum sonrasında süt gelmesine hazırlamak bulunur. Progesteron, gebelikte, adrenogenital sendrom ve Cushing sendromunda artarken Turner sendromu ve yumurtlamanın olmadığı düzensiz adet dönemlerinde düşmektedir.